Köpük Günlükleri: Can Korkusu

Neredeyse 5 yıl önce, Köpük daha yavru bir Köpek’ken onu kucağıma almış üst kata çıkarmıştım. Aşağı inerken peşimden geleceğini düşünmüştüm ve basamakları inmeye başladım. Arkama baktığımda Köpük’ün bir basamak bile inemediğini gördüm, bunu gören annemin bana söylediği şey beni çok etkilemişti; “can korkusu” dedi. Gerçekten de merdivenin başında gözlerinde korku olan bir canı gördüm. Tabii şimdi piti piti inip çıkıyor merdivenleri, korkudan eser yok.

Bu bakış ile bir kez daha karşılaştım aslında. Köpük’le dışarıda gezmekteydim, bizim sokakta bazen olur minik bir kirpi dolaşmaktaydı. Bunu gören Köpük durmadı tabii ki avcı içgüdüleriyle(!) o yöne havlayarak koşmaya başladı. Neye uğradığından habersiz kirpicik kendini çalıların arasına zor attı. Köpük’ü kayışından ne kadar çeksem de o yöne gittik ve orada kenara sıkışmış olan kirpiyi gördüm. Belki de diyeceksiniz “ne kadar da abarttın, normal bir olay işte” ama orada sırtını dönmüş olan kirpinin kafasını çevirip deli gibi havlayan Köpük’e ve bana bakışı beni çok etkiledi. Tamamen çaresiz, merhamet bekleyen gözler… Can korkusunu orada bir kez daha gördüm, Köpük’ü kucağıma aldığım gibi uzaklaştım oradan.

O bakışları gördükten sonra bir insanın nasıl isteyerek masum bir canı incitebildiğini, öldürebildiğini ya da o durumdaki bir canlıya nasıl yardım etmediğini düşünmeden edemedim.  Bir tavşanı elinize aldıysanız onun hızlı kalp atışlarını hissetmişsinizdir, şimdi gözlerinizi kapayın, elinizi kendi kalbinize koyun; bu iki kalp atışının ne farkı var?

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s