Şu an düşünün, sizi zedeleyen bir arkadaşlığınız var mı? Eğer cevabınız evetse “toksik arakadaşlık” denilen bir ilişkinin içinde olabilirsiniz. Toksik deyince aklınıza Britney Spears’ın şarkısı gelmesin, toksik arkadaş dediğimiz kişiler arkadaş görünümündeki düşmanlarınız aslında. Üzücü olan bu kişi sadece arkadaşınız değil sevgiliniz veya ailenizden biri de olabilir.
Herkes kendi kararlarını vermeyi ve kendi hayat hikayesini yazmayı hak eder. Hayat mottomu size It’s My Life’tan bir dize şarkı sözü ile açıklıyorum: “I did it my way”. Gerçekten geriye dönüp baktığımda “Yaşadıklarım benim kararımdı, evet, hatalarım olabilir ama hepsini denemek için yaptım ve pişman değilim” demek istiyorum. İşte bu yüzden hayatımda beni yönetmeye çalışan, karalarımı küçümseyen ve umursamayan biri olsun istemiyorum, kimse böyle bir ilişkiyi istemez.
Çevrenizdekilerin böyle insanlar olup olmadığını bilmiyorsanız düşünün:
– Sizi kendinizle ilgili kötü hissettiriyorlar mı?
– Onların yanında olduğunuz gibi davranmaktan çekiniyor musunuz?
– Sizi kontrol edebiliyorlar mı?
Bunlardan herhangi birine “evet” diyorsanız sağlıklı bir ilişkide olmadığınızı bilmelisiniz. Çevremizdeki insanların bizi kısıtlaması değil bize ilham vermesi, bir şeyler katması gerektiğini düşünüyorum. “En yakınım” dediğiniz kişilerin yanında kendiniz olabilmelisiniz. Kasıntı arkadaşlıklar ne kadar sürebilir ki?
Beni yanlış anlamayın, eleştiri bir ilişkide önemlidir. Karşınızdaki sizi korumak, geliştirmek için sizi eleştirebilir, yol gösterebilir. Hatta bunun bir ilişkide olması gerektiğini düşünüyorum, dürüstlüğün bir parçası; önemli olan söylediklerinin etkisinde kalıp ona göre hareket etmeyip gerekiyorsa bu eleştiriden/öneriden yararlanıp kendi kararlarınızı verebilmek. Tabii karşınızdaki de bu duruma saygı duymalı.
İnsanların, hele ki herhangi bir insan değil yakınınızdakiler ise, etkisinde kalmamanın ne kadar zor olduğunu biliyorum. En yakınımdan tutun en alakasız kişiye kadar herkesin hayatım ile ilgili bir fikri, kararı olduğu ve bunu söylemekten çekinmediği bir dönem yaşadım. Şu an geriye dönüp baktığımda iyi ki kimsenin etkisinde kalmadan kendi kararımı vermişim diyebiliyorum.
Sizi ezen, sevdiğiniz şeylerle/kişilerle ilgili kötü hissettiren, kıskanan, umursamayan, başka biri olmak zorunda bırakan, güveninizi sarsan kişilere “dost” ismini yakıştırmamanızı öneririm, sadece olduğunuz yerde sayarsınız.