“And we made a promise,
A promise this world would never blind us”
(Ve bir söz verdik,
Bu dünyanın bizi kör etmeyeceğine dair)
Görememeyi düşünüyordum. Karşındaki insanın etnik kökenini, boyunu, kilosunu görmeden tanımak. Mesela kör olmak; çocuklarının nasıl gözüktüğünü bilmeyen bir anne, sevdiğini hiç görmeden ona aşık olan bir kadın veya adam. “Güzellik” dediğimiz kavram o dünyada da var; çünkü güzellik sadece göze hitap etmiyor.
Sanırım bunu çok karıştırıyoruz. Medya beynimizi yıkıyor; “güzel” kavramına somut bir karşılık getirdiği gibi güzel olmak zorunda hissettiriyor insanı. Ama güzellik bu anlamlara gelmiyor. Klasik “iç güzellik” klişesine başlamak istemiyorum ancak güzellik sadece göze hitap eden, yüzeyden görülen bir şey değil. Güzellik bir insanın karakteri: vicdanı, azmi, idealleri, merhameti, zekası…
Yakışıklı görüp, çekici bir kız görüp “aşk” sözcüğünü yapıştıranlar. Demişler ya “aşkın gözü kördür” diye, bunun çok derin bir anlamı olduğunu düşünüyorum. Aşk denilen duygu gözün gördüğü ile yaşanacak bir şey değil, ruhun gördüğüne duyulacak bir duygu.
Gözlerimiz belki de en kör organımız aslında. Güzelliği görmek için gözlere gerek yok. Her şeyin gözlerimize hitap etmek, cezbetmek için varolduğu bu modern dünyada kör olmamak, güzellik nedir şaşırmamak çok zor.
Ruhlar dünyasında yaşamıyoruz, görüntü hiçbir şeydir diye iddia edemem. Ama tıpkı Bon Jovi şarkısının dediği gibi: Bu dünyanın beni “kör” etmemesine çabalayabilirim.
Bu yazıyı yazarken ilham kaynağım olan “How The Blind See Beauty” (Kör İnsanlar Güzelliği Nasıl Görüyor) adlı videoyu buraya tıklayarak izleyebilirsiniz.
“I see you…”
BeğenLiked by 1 kişi
Cidden her yazınla hayatımda büyük yeniliklere sebep oluyorsun, teşekkür etsem de az gelir. Kendimle barışmamı sağladığın yazıların için sana teşekkür ederim 🙂
BeğenLiked by 1 kişi
Aldığım en güzel geri bildirimlerden biri ben teşekkür ederim 🙂
BeğenLiked by 1 kişi