Görsel

Hümanist

Ülkemizde, dünyada “insanlık” kavramını sorgulatacak birçok olay oluyor geçtiğimiz günlerde. Böyle bir durumda eğitimli ve vicdana sahip kişilerden insancıl yaklaşım beklerken büyük bir nefret ve negatiflik görüyorum. O kadar ki “Her şey olurum, hümanist olmam!” bile duydum… Öncelikle “hümanist” nedir onu tanımlamak lazım. TDK tarafından “insancıl” gibi kısa bir şekilde açıklanmış olan “hümanist” kelimesi Fransızca kökenlidir. Ben bu kelime ile 10. sınıfta Montaigne’in denemelerini incelerken karşılaştım. İnsan olmayı ve insanı insan olduğu için sevmeyi tartışıyordu. Yaşanan olaylar ile hepimizi hayalkırıklığına uğratan “insanlık” anlayış üzerine kurulu aslında. Empati, yani başkasının gözünden görebilme kabiliyeti, insanı insan yapan etken.

Montaigne’in yazıları içinde yer alan bir cümle bahsettiğimi çok iyi açıklıyor aslında:

“Aklın kurallarına uyarak barbar diyebiliriz Yamyamlara, ama bize
benzemiyorlar diye barbar diyemeyiz onlara; çünkü barbarlıktan yana
onları her bakımdan aşmaktayız.” (Yamyamlar Üstüne)

Karşındakinin yanlış bir şey yaptığını düşünen insan önce tutup kendi bakış açısını sorgulamalıdır. “Ben olsaydım bunu yapar mıydım, ben doğru yaptığımı  nereden çıkarıyorum, bu benim anlamadığım/bilmediğim bir kültür olabilir mi, ben böyle bir ortama doğsaydım ben de bunu yapar mıydım?” bu sorulardan sadece birkaçı. Bu soru cümlelerini sıralarken asıl üstünde durmak istediğim konuya ulaşmaya çalışıyorum. Her gün gazetelerde okuduğumuz, yollarda gördüğümüz mültecilerden bahsediyorum.

Tüm bu hümanizm tartışması oradan başlamıştı. Kimilerinin mültecilere olan yersiz nefretinden. Küçük bebek Aylan’ın vücudu kıyıya vurduğunda bile “Abi kamp var kalsalar ya yerlerinde” diyen vardı. 17 yaşında, hayatın başında bir geç olarak kendimi o kamptaki gençlerden birinin yerine koyduğumda İstanbul’a, Avrupa’ya, Kanada’ya gitme hayalini hiç de saçma bulmuyorum. Benim ideallerim olduğu gibi oradaki her gencin olabilir. Artık “memleket” diyeceğin bir yer kalmamışken şansını denemek istemez mi insan? Nasıl duygular içindeki bir anne baba hayatta kalacağından emin olamadan bebeğini bir sandal ile açık denize sürebilir? Umutsuzluk. O insanların ne yaşadığını bilemeyiz, ama en azından bir insanlık belirtisi gösterip kendimizi onların yerine koyabiliriz.

Marquez’in “Kırmızı Pazartesi”de anlattığı gibi, bir kötülüğü herkes görüyorsa ve kimse durdurmaya çalışmıyorsa onlar de bir o kadar suçludur.

Bu yazıyı yazmam konusunda bana ilham veren anlamlı klibi hepinizi izlemesini isterim. Avustralyalı bir şarkıcının taa dünyanın diğer ucundan Suriyeli çocuklara bir ses olduğu şarkı “Oh Canada”yı buraya tıklayarak izleyebilirsiniz.

 

Hümanist” üzerine 2 yorum

  1. bende biraz önce insanlıkla ilgili kısa bir yazı yazdım. şimdi de sizin yazınızı okudum. Mesele insanlıktan da öte artık. Mesele herkesin olaylara kendi penceresinden bakması. Bir yazımda bahsettiğim gibi. Herkes kendi penceresinden bakmak yerine yanındaki arkadaşının penceresinden de baksa olayların ne kadar da farklı olduğunu görecek. Duam odur ki en kısa sürede insanlar kendilerini insan yapan değerlerin , şefkat, merhamet olduğunu anlar… Yüreğinize ve yazınıza sağlık…

    Liked by 1 kişi

  2. Sena dedi ki:

    Güzel bir yazı daha.. Kalemini öz anlatışlarını severek takip ediyorum. Daha sık paylaşımlar yapmanı diliyorum 🙂

    Beğen

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s