Her gelen fotoğraf beni daha da meraklandırıyordu, profil fotoğrafındaki o kız kimdi? Serra’nın kızlar ile snapleştiği bir Snapchat hesabı da vardı. Ayrıca Twitter ve Ask.fm sitelerinde aktif profilleri olan 7-8 arkadaşı da. Kızlardan biri ona Karadeniz türküsü sevdiğini söyledikten kısa bir süre sonra bir Karadeniz türküsü söylerken snap atmış. Bu bilgilere dayanarak hepimiz fotoğraftaki kızın gerçekten Serra olduğu ama hayatı hakkında bazı yalanlar söylediği kanısına vardık. Kızlardan Serra’ya en yakın olanı onun arkadaşlarından biri olan Sibel’in Twitter hesabına girdi, ilk mesajlara baktık. Serra ve Sibel’in birçok mesajlaşması vardı, bolca paylaşılmış fotoğrafta. Mesela benim Kutay ile fotoğraflarım ama hepsinde yüzümde dev bir emoji… Gerçekten korku filmlerinde suratı fotoğraftan kesilen kurban gibi hissettim… Olayların çıkmaz hal aldığı nokta bu mesajı bulduğumuz an oldu:

Yazılan olayların gerçek olması imkansız, çünkü o fotoğraf benim ve Kutay’ın bir fotoğrafı, yani bu durumda Sibel de bir uydurma karakterdi. Bu da demekti ki tüm o 8 kız biri tarafından yaratılmış uydurma hesaplar.

Sonra tamamen şans eseri bir şey oldu, çok eski bir arkadaşımın fotoğraflarında Serra’yı bulduk. Böylece fotoğraflardaki kıza ulaştık. Olaylardan habersizdi Zehra, önce zararsız bir şey sansa da en yakın arkadaşları için bile profiller açıldığını duyunca karşımızdakinin normal biri olmadığını anladı. Aramaya koyulduk tabii.

Bundan sonrası bildiğiniz dedektiflik. Bir arkadaşıla bilgisayar başında sabaha kadar araştırdık. IP adreslerinin izini sürdük, numaralar arattık. Kaç isim, kaç profil geçti elimizden. Ve bulduk… Tehlikeli birini beklerken karşımıza 16-17 yaşında gözüken kapalı bir kız çıktı. Yaşadığımız şoku düşünün.

Tüm arayış boyunca ihbar etmeyi düşünmüştüm ama daha hayatın başında bir kızı siber suçalara ihbar etmek de istemedim. Zaten kendini çok da iyi saklayamamıştı, adını, annesinin adını, yaşadığı yeri, fotoğraflarını hatta arkadaşlarını bulabildik. Beni her yerden engellemiş olmasa ona ulaşmaya uğraşacaktım ama olmadı. Zehra bu kızı tanıyordu, aynı mahalledenlerdi zaten böylece snapleri çalabilmişti herhalde.

Kıza ulaşamadık, ama vazgeçmedim. O kadar uğraştık bulmaya, illa ulaşacağım diyorum. Bir plan yaptık: Kız bize ulaşacak. Onun adında bir hesap açıp bize ulaşmasını söyledik, tabii gözünü korkutacak bir şekilde. İhbar edeceğimizi söylediğimizde korkacağını biliyordum.

Ve o akşam bana bir telefon geldi. Numaramı Zehra’dan almışlar. Açan kişi tüm bu olayları çeviren kız değil teyzesi çıktı. Önce bir sinirli konuşsa da sebep olayları bilmemesiymiş, ben güzelce anlattım. Kadın şok oldu kaldı, bazı detayları eklememiştim bile. Bu kız iki yıldır bir grup kıza benim ve Zehra’nın hayatından fotoğraflar ile neler anlatmış. Yok kansermiş, yok nişanlanmış, yok Tunç muhteşem bir sevgiliymiş… Bu hastalıktan başka ne olabilir? Kim oturup bu kadar hesap açar böyle bir şey için?

Sonunda özürümü aldım ve konu kapandı. Hala sorular var mı, var. Zaten böyle bir olayın sorusuz çözülmesi imkansız olurdu.

Yaşarken bile inanamadığım bu hikaye çok da uzak olmayabilir sizlere. Yalan yalanı doğurur ve ne yazık ki bazı insanlar ancak yalanlarıyla yaşama tutunabiliyor… Birinin sahte olduğunu düşünüyorsanız olayın ucunu bırakmayın, internet göründüğünden basit aslında.