Bir İstanbullu olarak İstanbul’u gezdiğim için yazmıyorum, gezdirdiğim için yazıyorum. Eğer yurtdışından misafiriniz geliyorsa bu planı izleyebilir, onlara İstanbul’un en güzel yanlarını gösterebilirsiniz!
Süre: 4 gün
İlk tam günümüzü büyük bir Türk kahvaltısıyla başlatmasak olmazdı. Bunun için en güzel yerler denize yakın yerler aslında, eğer yaz ise bahçeler de olabilir. Önerim olan mekanlar Caddebostan Sahil, Moda ve Yeniköy. Bu uzun ve doyurucu kahvaltı zaten öğle yemeği kıvamında olacağı için ardından tatlı bir yürüyüş şart. Sonrasında bir İstanbul klasiği vapur önemli. Bu sayede önce denizden her şeyi görmek mümkün. Bir de yer kaldıysa çay simit ikilisini vapurda tatmak! Ardından İstanbul Tarihi Yarımada klasikleri: Sultanahmet ve Ayasofya. Bu ikisinin kesinlikle gezilmesi gerek. Yalnız bir iki uyarı: Sultanahmet’e girmek için ibadet saatlerini kontrol edin. Ayasofya’da erkenden kapanıyor, bakmadan gitmeyin. Ayrıca Pazartesi kapalı. Yerebatan ve Topkapı Sarayı benim gözümde artık gezme değeri kalmamış yerler. Bu yaz ikisine de gittim restorasyon restorasyon diye içeride görecek şey yok. Bir harem görülesi dediler, onun için de ayrı bilet falan kesiliyor. Gerçekten utandırdı. Sultanahmet ve Ayasofya kesinlikle görmeye değer, ama birini gezdirecekseniz öğrenmeden gitmeyin. Arkadaşlarım geliyor diye birçok yazı okudum tarihleri üzerine. Ardından tarihi Tünel ile Beyoğlu’na çıktık Karaköy’den. Pera Müzesi gezildi; inanılmaz koleksiyonlar vardı! Özellikle sanata ilgili olan misafirler için ideal. Peradan sonra ara sokaklarda gezip sahaflara baktık, çay içtik. İstiklal Caddesi’nde inşaat vardı, zaten o eski havası yok artık. Oradan Taksim’e çıktık. Kültürü öğretmek istiyorsanız Gezi Parkı’nı es geçemezsiniz. Yakın tarihimizi de anlatmış oldum böylece. Özellikle kışın misafiriniz geliyorsa yemek için iskender harika bir fikir, tabii ki Tarihi İskender İskenderoğlu’nunki yenmeli.
İkinci sabah onlara ev kahvaltısını gösterdik. Reçeller, peynirler, ballar… Ardından Türk kahvesi. Bir misafir gelince günlük hayatı göstermek de önemli bence. İlk durağımız hamamdı! Normalde hamama gitmediğimden benim de çok hoşuma gitti. Kaliteli bir hamam arıyorsanız Tophane’deki Kılıç Ali Paşa Hamamı harika bir adres. Fiyatlar yüksek olsa da servis karşılığını veriyor. Misafirlerimin çok hoşuna gitti bu aktivite. Oradan İstanbul Modern’e geçtik, zaten yan yana bu iki mekan. Kafesi harika olduğu gibi Türkiye’nin bugünkü sanatını göstermek için de harikaydı. Müze kapandıktan sonra Karaköy’de dolaştık, Galata Köprüsü’nden geçerek manzarayı seyrettik. Karaköy akşamları çok canlı olduğu için orayı tercih ettim akşam yemeği planı olarak. Meze keyfi için Karaköy’de iki iyi mekan Nuran ve Karaköy Lokantası. Nuran biraz alternatif meze yaparken Karaköy Lokantası o bildiğimiz lezzetleri sunuyor. Ardından genç barlarda biraz takıldık. Geceyi Karaköy Güllüoğlu’nda çay ve baklava ile noktaladık. Tartışmasız İstanbul’un en iyisi.
Ertesi sabah erkenden Galata Kulesi’ne gittik. Kuleye sabah gitmenizi öneririm, yoksa sıra çok olabiliyor. Buradaki harika manzaradan, ve onlarca fotoğraftan, sonra Galata sokaklarını turladık ve çevredeki bohem butiklere baktık. Öğle yemeğinde onlara kebap yedirdim. Urfa kebap, lahmacun denetilmesi gereken klasiklerden. Ardından Kapalı Çarşı’ya gittik. İki uyarı: 1. Kapalı Çarşı Pazar günleri kapalı, unutmayın. 2. Pazarlık yapabilmek için daima Türkçe ile başlayın, turist gören esnaf hemen kazıklıyor ne yazık ki… Uzun alışverişlerden ve bolca kaybolmadan sonra lokum almaya gittik. En iyi adres Ali Muhiddin Hacı Bekir. O kadar seçenekten sonra şeker komasına nasıl girmedik bilmiyorum.
Yapılması gereken birkaç şey var aklımda. Mesela arkadaşlarınızı anneannenizde/ babaannenizde yemek yemeye götürün. Onlardan güzel yemek yapan var mı bu ülkede? Aynı zamanda evde yemek yemeye de özen gösterin, önemli olan misafirlere nasıl yaşadığımızı göstermek. Yine kültürümüzün orijinal bir elementi fal baktırmak var; mümkünse o deneyimi yaşatın. Kesinlikle mantı yedirin ve bir Türk gibi çay içmelerini sağlayın. Sonunda kaç bardak içtiklerini sayamayacaklar!
Sizce İstanbul’da nereleri gezdirmek gerek?
Çok klasik yerler bunlar… Evet yabancıların çok hoşuna gidiyor… Ancak Kadıköy’ün ara sokakları ve Balık Çarşısı, Üsküdar ile Kanlıca tarafları ara sokakları enteresan gelebilir… Beyazıt’ta Çorlulu Ali Paşa Medresesi gerçekten dinlenmek için ideal bir yer… Daha bir çok yer var ama aklıma gelmedi şuan 🙂
BeğenBeğen
ideal ve güzel anlatım. en sevdiğimiz yerler buralar. iki gezgin aşığın dediği gibi, gezin, gezin, dönün.
BeğenBeğen